1 Eylül 2008 Pazartesi

Zümrüt Ankam

ah ufaklık.. ay parçası tabiat harikası.. uykuya dalışını semevi dinler bir ayin olarak tanımlamakta.. nehirim denizim okyanusum.. derinliklerinde binlerce hazine barındıranım.. nefes alışın ve verişin.. doğumun ve ölümün.. seninle saniyelere hükmüm.. ve olası tüm infazlara güler yüzlü yürüyüşüm.. bir dünya savaşının ardından kol ve bacak toplamaktayız meydanlardan.. birleştirip tüm eklemleri dünyamızı yeniden yaratmaktayız belkide.. kafalar ve gözler ve başka başka bedenler.. içleri ruhsuz etler.. bak bir tek sen ve ben canlıyız gerisi gri ve umursanamaz.. sen ve ben ardı duman ve boran.. uyumaktasın.. tüm dünya seninle uyumakta ve zaman sen gözlerini açıncaya dek inatçı bir çocuk gibi yerinde ağlamakta.. rüyalar hayaller.. göz kapaklarının içi heyecan kırmızı.. aklım sende.. rüyalarını beklemekteyim.. kızıllık göz kapaklarından çıkıp yatağımızı kaplamakta.. oysa bak adını verebileceğimiz bir sandalyeye bile sahip değiliz.. yoklukların içinde tanrının bizi sınaması.. olmak zorunda olanlar oluyor sadece evremizde.. dünyaları onların ve onlar insan.. biz bambaşka tanrılar diyarımız bambaşka.. ve biz seviştikçe insanların üzerine yağmur yağmakta.. uyanma kadınım.. bu gece uyanma..

Hiç yorum yok: