1 Eylül 2008 Pazartesi

DUTLAR

beyaz dutlar çok güzelmiş.. tuhaf.. rüzgar buram buram mutluluk taşımakta.. saygısız köpek.. bastığı yere dikkat etmeyen.. elbet acelesi var.. elbet hayat hızlı.. elbet sen ve ben.. sonre dutlar nasıl da güzel.. uzun ve ıslak geceler.. yeşil.. odamız haddinden fazla yeşil.. bıraksalar çiçek acacaz.. o derece eflatun ve bilinmeyen turuncu.. geçmiş aşırı yüksek ve tırmanması zor umutlar.. eriş.. uzan.. yatak sessiz.. sen ben ve dut tadı damağımız.. rüzgar başka neler taşımakta.. sessizlik.. koşturmakta bak bütün tenhalar.. dünya değişmekte.. sen ve ben.. neresinde kaldıpımız önemlimi. bak altımız hep gölge.. keyif pezevenkleri barınmakta.. uzaklaştık.. çok değil bir nefes.. yakınımızdan görenler daha yakından.. burda olan elbet buralarda.. sen ve ben.. beyaz eşya dükkanları.. bak aklımda katalog fiyatları.. sonra taştan yollar.. beyaz dutlar.. dört yanımız meyve sepeti.. hayali şarap yudumlamalar.. sen ve ben.. aynı dıdaktan farklı şişelerden içebilirken.. bak .. kenan izmirde.. sıkılasım yokmuş demekki geçmişe.. hem gölgelik hala daha iyice şeffaflaşmış ayaklarımızın altında kalan bölge.. koşuyolu.. tuhaf.. her yer insan.. her yer yalınlaşmalar.. derim derinin altı.. fazla nefessiz bu yatak.. manzara beyaz cennet memeler.. sen ve ben ve birde memeler.. oysa beyaz.. dutlar.. dut.. ve beyaz.. çok güzel.. yarın.. sonra ne heyecanlı.. aile baskısı.. altına işeyebilmek bu yaşta.. nasıl olurdu ki..

Hiç yorum yok: