1 Eylül 2008 Pazartesi

uyanış..

önce karanlık.. görünenlerin tuhaflığını henüz anımsayamamak.. nerede ve neden bulunduğuna dair bulgular arama kapalı göz kapaklarının içerisinde.. sıcaklık.. ve ince ince ısıran soğuk esintiler.. daha da gömülebilsem ya yatağıma.. ince bir çizgi halinde içeri girmeye çalışan ışık.. rahatsızlık verici kamaşmalar ve uyuşan sol yanım.. hissiz bir yarım dünyaya merhabalar.. ve kalan unutulmuşlara ağıtlar.. sahi neresinden yakalamıştım dudakalrını dudaklarımla rüyalarda.. ışıkla birlikte kaybolan suretin.. dört yanı tutulmuş tutuklu misali kaçmetrekare olduğundan habersiz üzeri buruşuk bol karıncalı taht-ı revanım.. devasız kalınan dertlerin en büyük derdi güzel rüyalardan uyanmak.. uyanmamak dilekleri boşa hep.. kocaman bir boşluk beynimin dışında kalan dünya.. kabullenmek istememe sendromları.. isteyememek.. o kadar da gerçekçiydi ki oysa.. düşün çürümüş beyin.. düşün.. daha iyi hatırla.. oysa rüyalar uyanır uyanmaz bozulmakta.. gidilebilecek en uçsuz bucaksız uçlarda.. bak bir sen vardın yanımda.. ne mutluluk umrumda ne de mutsuzluk.. yarınsız dünsüz kocaman düşler bahçesi.. bütün çiçekleri benim.. senin ve senden gelenin.. rüyalar hayaller gibi değil.. kontrol dışı.. dişi varlıkların düşümden uzaklaşmadığı bir gece.. uyanmak son dilek.. şey.. koyu lacivert.. aç kalmış ördek.. hanginiz aldı son kırıntısını hayallerimin.. rüyalar.. hatırlatmasanız ya şimdi.. ne kadar da inandırmıştım oysa kendimi.. şimdi mi dersiniz efendim.. şimdi mi.. evet.. sessizliğinize uyandım..

Hiç yorum yok: