1 Eylül 2008 Pazartesi

patlamalar

gündelik yaşam teorileri önümde haritam... kara kalem denemeler ve akıbeti belirsiz menzil yolculukları.. bir gölge.. aradığım bir gölge.. gölgesizlik hayalinde, her yanım aydınlık.. kaç mumluk acaba şu an suratıma tutuğunuz.. elim yüzüm gölge oynu.. bakış açısına bağlı değişken ve sevişgen karaktersizlikler.. hop beyim orası dolu bir başka yere lütfen.. rezerve edilmiş vajina tarlaları.. kasıklarım şeytanın huzurunda.. sancılar ve sancılar.. hey bak gülüyorum beyim.. gülebiliyorum.. biraz uzaklaşın.. gölgeniz gölgemi zapt etmekte.. aynı kaynaktan beslenmemizin bir başka yan etkisi olsa gerek.. dediğim gibi terlemek ne kadar da hayvansal.. yada hayvanların en terleyeni olmak ne kadar insancıl.. kaç kişi seviştiniz ulan bu yatakta.. şey bayan teninize biri dokunmuş.. görmedim duymadım.. anladım.. sizi anladım.. kaldırım yosması kıvamı bu anlattığınız hikaye.. histerik kadınlar doğum sancıları takınmışlar.. taktıkları pek de bir şey yok oysa üzerlerinde.. piç doğmuşuz.. babamız cümle cemaat.. anne denilebilecek bir öğe sahipsizliği.. kaç aylıksın beyim.. biraz daha bekle.. bu erken boşalma geceleri hep bize zarar vermekte.. bilmiyor, kesin bilmiyor.. kaç dakikada teninizi söküp atarım üzerinizden şaşarsınız.. yosma.. sessizce bitir işini.. masanın üzeri saat farkının getirdiği yeşilliklerle dolmakta.. alkol mü.. hayır hayır.. ruhunuza işerken aydınlıklarla boğuşmalıyım.. mat dokunuşlar pek benlik değil.. gözyaşın bile sinsi beyim.. göz yaşında bile var bir kahpelik.. viziteye laf söylemeden muammelenin doyumsuzluğna takılıyorum sadece.. şey.. hayat.. bittiyse gitmeliyim..

Hiç yorum yok: