1 Eylül 2008 Pazartesi

irtifa

yükseliyoruz.. kontrolsüz bir şekilde tuhaf içerikli rüyalardan daha yukarı.. tanrısal katmanların en tepesine yükseliyoruz.. kimimizin elleri kanlı ve bazılarının yok imanı.. ama anlamsız bir şekilde korkulukların yanına yaklaşıp bırakınca kendimizi o engin boşluğa.. yükseliyoruz.. yükselmekten ne anladığımıza bakmadan.. birler onlar binler eşliğinde basamaklara ayrılmış bir sistemde yükseliyoruz.. yükselmeyi yücelmekle eş tutanlar.. ve yükseldikçe kendini aşanlar.. aramızdan bir anda ayrılıp.. sonsuz karanlığa doğru tutulamaz bir şekilde kayboluyor.. kayboluşun özü olmamışlıktan geliyor belli.. korkularımız çok gerilerde.. korkmamız gereken tek şey çepeçevre sarılı olan korkuluğumuzdan başka bişey değil besbelli.. önce bir adım boşluk ve ardında kulaklara fısıldanan ilahiler eşliğinde yükseliyoruz.. güceniyoruz.. ardımızdan sqdece bakanlara ve bizi hiç anlamayanlara güceniyoruz.. kırıklıklarımızı da alıp bir yanımıza.. ve geçmişden gelen ne varsa bırakıp ardımızda.. güceniyoruz.. yükseliyoruz.. sağlığımızı kaybetmişliğin verdiği o umursamazlıkla.. ve her yaşamın elbet birgün son bulacağını bilerek yükseliyoruz..



bisiklet...
ansızın aklıma giren tek düşünce.. korkulacak düşlerin sahibi ben.. evet.. korkmalısınızda belkide.. bisiklet.. şimdi tek mantıklı söylevim bunun üzerine.. yükzeliyoruz.. ben hayallerim ve bisikletim.. oysa bisikletsiz bir kişiyim.. o zaman ben ve içinde bisiklet barındıran hayallerim.. yada sadece hayalim.. hayaller içinde beni ve bisikletimi barındırırken.. yükseliyoruz.. bizden olmayanların ulaşamicağı enginlere yükseliyoruz.. huzurumuzda eğil tanrı..

Hiç yorum yok: