1 Eylül 2008 Pazartesi

TOZ

ihtiyar karşımda.. elleri buruşuk.. ruhunun pek çok yeri sargılı.. zamanında alkolikte olmuş uyuşturucuyu da tatmış.. şimdi tövbeli.. haftada bir inceden rakı sofrası ve günde el sarması sigarasından bir tabaka en fazla.. yılların çamurundan titremekte elleri.. gözleri uzaklara mühürlü.. anlatmaz dediler.. susar.. bir kadehe haykırır ki gözlerin dolar.. karşısına geçtim.. yılların cumhuriyet meyhanesi.. merdiven yanı.. pek garsonun bulaşamdığı züğürt masası.. elleri buruş buruş.. her bir çukurunda bir hatıra saklı.. yüzü bin yıllık roman.. başrolün ismi kadın.. buzsuz rakı peşinde.. garson aksiliğinden bıkmış.. ama kıyamıyor baba yadigarı müşteriye.. hani kapayın ulan bu gece müşteri sokmayın dese hatrından tek kelime çıkmaz dudaklarından.. garson gençten çocuk.. neşeli daha umut dolu.. ismi mecit.. köse desen değil.. yer yer aralık sakalları.. elbet oda güzel bir annenin evladı.. ama macitcim.. buzsuz getir rakıları.. biraz beyaz peynirde koyun tadı var diye sövdü derinden.. koyunu sevmezmiş.. yeni öğrendim.. haklısın bey amca.. sanki içtiği rakı değilde gül annenin kızılcık şerbeti.. boğazından akışına hayran olayım.. elleri titremekte dudakları sabit kiremit kırmızı.. pek çok leke bak hayatıyla birlikte derisinde.. acınası haller değil bunlar yanlış anlaşılmasın.. yanlışın yalın hali kadehlere doldurttuğu.. kimin kimsen yokmu dedim.. kimin kimsesi yoktur ki dedi.. yokluk.. bazen varlığımın ırzına geçen.. bak bi kadın vardı.. 50 sene evvel.. görsen gül memeli.. teni cennet kokusu.. ben sevdim.. o sevdi.. çok seviştik.. pera şahit.. yıl oldu.. bende metelik yok.. kadın yol almak ister.. bizim küheylan çöktü kalkmaz.. babası puşt ki ne puşt.. verdiler uzun ismaile.. ismail yakışıklı.. ismail okumuş.. hem ismailin var altında 56 model fiyakalı arabası.. lafın kısası ismailin şeyi lira bazında benimkinden iri çıkınca.. ben kuyruğu kıstırmış it gibi dönüp işedim kendi yuvama.. ismail şimdi ölmüş kim bilir kadın ne halde.. sorsam ne sormasam ne.. macit, babanın şarap çanağına.. iki kuruş keyif var etme içine.. macit tüysüz demiştim ya.. yüzü inceden beyaz.. sevgilisi var.. anlattığına göre liseden terk.. güzel kızmış vesselem.. ama hangimiz çirkini soktuki yatağa.. ihtiyarın hikayesinin sonu belli belirsiz.. hep yutmaya alıştığı küfürleri ciğerinde.. sert bir öksürük az biraz balgam tadı.. gözleri kapalı.. başka tarafa bakayım dedim.. alınmasın rakının ehli.. ağlamak erkekte daha bi ağır.. daha bir acı..bir iki burun silme sesi.. toparlandım demenin delikanlılığa yedirilmiş motifini bürünmüş bir öksürük.. öyle işte dedi.. sen yaşlardaydım.. ben sevdim ismail aldı.. ismail uzun boylu zengin.. ismail girişken ruh sahibi.. ismailin anasını bacısını eşşekler kovalasın emi.. ölmüşe sövdük beraber.. rahataladık.. bir daha sövdük.. isim vermedi.. ağladı.. ağlamadı biraz baktı.. yavaştan hayırlar dileyip uzaklaştı.. ayaklarım taşıyamadı.. kalbim sızladı.. ihtiyarlığı kabul etmemenin verdiği yüz yıllık hüzün.. giden yada kalan.. mecit boşları topladı.. mecit ağladı.. sonra yaylı tambur sesi.. oturalı buraya olmuş en az 50 sene.. kalkmaya takat mi kaldı..

Hiç yorum yok: