yaz dedi bana.. durmadan dinlenmeden yaz.. beynin kulaklarından akana kadar düşün.. rüyalar kabuslar karabasanlar.. yaz, sen sadece yaz.. anlatmak için yazma ama.. anlamaları için asla.. sen yazmak için yaz.. okuyan anlamasın ve bakanlar görmesin.. sen yaz, sadece yaşayanlar bilsin diye yaz dedi.. yazdım.. kan mürekkep hayat gözyaşı.. sayfa defter incir yaprağı.. en kuytularımdan küçük toprak parçalarını alıp, koca kıtalara döüştürdüm.. fidan kocaman bir ağaç boynu bükük ve gölgesi sadece zemine nüfus etmekteyken.. ben sen ve yazdıklarım bak ne kadar da uzak.. yaz demişti.. yazabildiğin kadar yaz.. rengi anlat.. tadı sesi.. yada ne biliim anlayamayacakları her şeyi yaz.. anlatmaya kalkma.. binlerce yıldır anlayamadılar.. gene anlayamazlar.. sen sadece yaz..
kuytu güneş yanıkları vardı oysa memelerinin kaburgalarınla birleştiği ten yokuşlarında.. her bir cümlemi tane tane okunmayacak kadar iç içe kazıdım ruhuna.. yaz demişti bir kere.. sadece yaz.. şimdi bak defter kalem taş plak.. aynı nakarat hep fonda aynı nakarat.. gitmeliyimler ve gelememler.. olumsuzluklar bukadar yakın mı yakınıma.. sen yaz demişti oysa.. aşkını nefretini doğumlarını ve her gün binlerce ölümlerini yaz.. kendi tarihini yazabildiğin kadar yükseklere yaz.. okumaya çabalamak bile çabanın kendisi sayılsın.. kimsenin okumayacağı ve okuyamayacğı şeyler yaz.. bir yağmur ormanında devrilen bir ağaç edasıyla gözle görünme ve yok sayıl.. ama gürültünle yaz dedi.. yazmak.. ibadet.. oruç namaz bilinmedik dinsel öğelerle dalga geçercesine yaz.. kendi erken boşalmalarını.. aldatılmışlıklarını hayal kırıklıkalrını yaz.. ölmemiş babana fatihalar oku hep yanında olanları sanki gitmiş gibi yaz.. kendine karkterden noksan davranıp ve ruhsuz bir piç kurusu gibi yaz.. sen sadece yaz dedi.. biliyorum.. bir ses yada bir görüntüyü değil.. hayatın kendisini yaz.. tek bir pencereden bakarak tamamını anlamaya çalışma, en tepesinden düşerken manzaranın.. daha ölmeden ölümü yaz... denedim.. beceremedim.. oysa beceriksizliğini de yaz demişti.. becerilerinin olmadığı yerde icgüdünle yaz.. sadece yürümekle kalma yürürken kasıkların ol ayakların ol. ruhunu kalbinde değil bir gaz birikintisinin hapsolduğu bağırsaklarında da hissederek yaz.. yazdım.. ölümü doğumu yitirmeyi yazdım.. şimdi yazmaktan yorulunca.. bak dedi.. yazdıkalrına bir de şimdi bak.. yazmaktan kaldırıp başımı.. hissettim.. gidişleri ve bir daha hiç dönmeyişleri.. yaz diyen yok artık.. sus.. şimdi sus.. sadece yaz.. sessizliği yaz..
1 Eylül 2008 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder