1 Eylül 2008 Pazartesi

yolculuk..

tuhaf ve anlamını yitirmiş bir düşün bekçisi.. neden bilmiyorum.. bu aralar elim kaleme gitmiyor.. yazmak bi yana dursun eski imgelerle dolu kusmalarımı bile yapamaz oldum.. sıcağın pençesinde "susuz yazı" lar.. okumaktan sıkıldım.. yorumlar yapmaktan veya yorumları dinleyip övgüler yağdırmaktan.. sıkıntı verici bir kaç haftalık sıkıştırılmış beyin posası perhizinin ardından gelebilecek her türlü iğneye kapalı reflekslerim.. nöronlarım moronlaşmakta.. ve ışığa yönelen organlarım körelmekte.. toprağa basmayalı uzun zaman oldu.. belkide bu yüzden bütün buhranlı terli uyanışlar.. kabuslarım çok daha gerçekçi bu aralar.. uzanıp karanlığın içinde sizin bilmediğiniz ve belki de asla bilemeyeceğiniz yaratıklarla sevişiyorum.. gözler üzerimde değil artık.. farkındayım.. rahatsızlık verecek kadar rahat bir tavırla bilek kesme ve ip germe numaralarıyla sonlandırıyorum günlerimi.. günceler birler ve sıfırlardan oluşan kod yazılımlarından ibaret.. uc uca ekleyip kahırı kederi, boş alkol bardaklarından prenses kurtarıyorum.. prenses antideprasan almakta ve uzun süre uykuya yatmakta.. ellerim ayaklarım terliyor.. köpekler gibi dilim dışarda hayat kusuyorum yaşam alanımın köşe bucak halılarına.. sivilleşmekten bezmiş sivilcelerle sırt ağrısını harmanlayıp gene dönemin popüler hastalığı mastırbasyon boşalmalarına bırakıyorum kendimi.. bu areda ellemeyin kedimi.. canım sıkkın.. kedim ve bir kaç küçük görünmez yaratığımla küçük meyhane muhabbetleri yapıp, uzaklaşan dolgun kalçalı kadınlar hakkında atıp tutuyoruz.. bir kedim bile yok lafının alerjiden mütevveli sarfedildiği koridorlarda, hapşırıp tıksırıp, sümüklerimi bulaşatırabileceğim her yere bulaştırıyorum.. uyuyorum hemde bak inanılmiyacak kadar uyuyorum.. her uykumda karın boşluğumu doldurup tanımadığım insanların dışkılarıyla, uyanışımda en yakınımda kim varsa ona kusuyorum.. ama yazamıyorum.. nedensiz yere bu aralar yazamıyorum..

Hiç yorum yok: