16 Ocak 2010 Cumartesi

arşiv

ankaranın her daim nefret ettiğim griliğine ben de karıştım efendim.. asker olarak doğmadığım bir gerçek olsa da asker olarak maalesef bu sisli puslu kente mahkum durumdayım.. olması gereken herşey yolunda aslında.. ama aklım içinden deniz geçem şehirde ki içerisinde hayatımın dier yarısını barındırmakta.. kendisi şu sıralar zorlu bir dönemde.. yanına salmıyorlar.. izin istemeye yüzüm yok.. benden kaynaklanan binbir cefayı sevdiğim kadın sırtlanmakta.. elim ayağım yüreğim.. içimin en tenhaları sevdiğim.. oynsa ne çok isterdin ellerinden sıcağımla soğuğunu yenebilmeyi.. dediğim gibi.. ankara.. saçma sapan bir soğuğun hüküm sürdüğü olmasa da olur bir kent.. ben burda ne bekliyorum.. bilemiyorum.. yarın senin için büyük gün.. ki dediğim gibi.. ne kadar çok olmam gerekli yanında.. darlanıyorum.. darlandıkça daha da boğmaya başlıyo bu şehir.. kıçımı yırtsam deniz bilmem kaç yüz kilometre uzakta.. sana ihtiyacım var.. senin bana olduğundan belki şu an daha da fazla..

Hiç yorum yok: