25 Ocak 2009 Pazar

"uzaklarda kalan dostlarıma.."

bu gün yokluğun en çok sol yanımı vurdu.. elim ayağım tutmaz oldu.. hissizleşti his niyetine bedenimde taşıdığım ince küçük kılcal duygular.. yokluğunda daha bir fazla anladım ne demek olduğunu.. bin defa daha deneme hakkım olsa dünya denen düzlemi.. bir başka alemden bambaşka bir aleme yeniden geçme fırsatım olsa.. ya da çok uzak diyarlardan buradan bakınca anlam bile veremiyeceğimiz uzaklıklardan yeniden baksam bambaşka dünyalara.. her halinde seni arar olur bilirim gözlerim.. dost.. enteresan vurgu.. koca roman hayat.. kaybedenle batan ve mutlak zaferde yanında duran.. birlikte anılan ve birliktelik kaybolduğunda yarası belki de en çok acıtan.. ruhani yolculuk.. ruh bir, beden ayrı.. göz görmeyince gönül katlanmıyor.. asla da katlanmamıştır zaten.. bin kere yok olsam.. zerrelerime kadar ayrılsam.. bir ben kalmasa.. kalan en ufak parçalardan yeniden ve yeniden can verse hakk. nefesimiz nefsimize eğidirp sakince büyüsek gölgelerde.. bilmesem nefes almayı ya da şimdiki gibi yaşamayı.. bir ot olsam yahut servi.. köklerim derinlerde boynum eğri.. derdim tasam olmasa hiç bilmesem şimdiki isimleri.. yeniden acır mı yokluğunu bilmeden bile yokluğunda büyümek.. dedim ya.. sen gittin, çok tuhaf ağrılarım sancılarım arttı gidişinle.. yol yorgunu yüreğim.. gel dedim bi kere.. üstelik acele etmen gerekmekte.. eksik olan bu coğrafyada çok cabuk eskimekte.. kaburgalarım içime doğru gün geçtikçe daralıyor.. darlanmamak elde değil.. binbir hikayem var.. yetiş.. ha unuttum ha unutacam..

2 yorum:

arnoldlayne dedi ki...

senin kulağına adını fısıldarlarken benim ruhuma bir hayat üflenmiş adı güzel.

arnoldlayne dedi ki...

Bu Ayrılık

Kusuruma bakmayın benim, dostlar,
bağışlayın beni.
Ben davullara, bayraklara aldırmayan
bir padişahın yoluna düşmüşüm,
deli divane olmuşum.
Çok uzaklardan yürüyen bir adam gibiyim ben,
çok uzaklardan geçen bir hayal gibi.
Ama yok da sayılmam hani,
var olan bir şeyim ben.
Haydi ben bensiz geleyim,
sen sensiz gel.
Ne varsa şu ırmağın içinde var,
soyunalım iki can,
dalalım şu ırmağa, hadi.
Bu kupkuru yerde yakınmadan gayri ne gördük,
bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri.
Bu ırmakta ne ölmek var bize,
bu ırmakta ne gam var, ne keder var, ne dert.
Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan,
bu ırmak iyilikten, cömertlikten ibaret.
Durma, çabuk gel, gelmem deme.
Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır, dostum,
senin şânına sadece gelmek yaraşır.
Mevlana Celaleddin Rumi