22 Ocak 2009 Perşembe

bi kedi gördüm sanki

sınavlar geçiyo.. yavaş yavaş ama.. sıkılıyorum.. günler grileşiyor.. eş dost tanıdık kim varsa uzaklarda.. pek sevdiğim insan ve çevre mahlukat kendini kışın kabuğuna sarmalamış.. yalın kalıyorum.. sıkılıyorum.. işe gidiyorum.. aynı insanlar aynı hareketler.. dedikodular.. sıkışan mesailer.. ödenmeyen faturalar.. nasıl sıkılıyorum... anlatamam.. okul tuhaf.. sanki tek başıma yaşıyorum.. ailem gndüz yaşamayı seçmiş onlarsız uyanıyorum.. en yakın arkadaşlarım başka şehirlere gitmiş.. arayayım diyorum.. arayamıyorum.. daha fazla çok daha fazla sıkılıyorum.. dışarı çıkıp hava alayım diyorum.. hava soğuk.. insanlar soğuk.. çalan müzik aptalca... içim daralıyor.. son hamle sevdiceğimi rahatsız etmek pahasına yanaşayım diyorum.. surat beş karış.. terslemelerle karşılaşıyorum.. fena halde bozuluyorum.. içki içmiyorum.. sigara yiyorum adeta.. çiğerlerimden tuhaf sesler geliyor.. üzülüyorum.. sonra bişeyler yazayım diyorum.. yazıyorum ki ne kadar karamsar diyip siliyorum.. yapmam gereken işler sırtımda biriktikçe birikiyor.. acele ediyorum.. yoruluyorum.. hava soğuk.. arayan soran yok yorgun bi şejkilde üşüyorum.. fena sıkılıyorum.. yaşam anlamını kaybediyor.. heşey mekanik bir düzen içerisinde.. çarklardan biri oluyorum.. fena eziliyorum.. kadın dört duvar içerinde evine hapseylemiş kendini.. ziyaret günlerine gideyim diyorum azarlanıyorum.. güneşle birlikte her gün fena batıyorum.. hobilerime yöneleyim diyorum.. hobilerim ete kemiğe bürünmüş onalr olmadan anlam katamıyorum.. sıkılıyorum.. doğumgünüm yaklaşıyor ben fena yaşlanıyorum..

Hiç yorum yok: