28 Temmuz 2009 Salı

Nefes

"kapıyı aç"
bir kadın arka odadan çıktı ve üzerindeki örtüyle tuvalete geçti.. sanırım ünlü bir hayat kadını olabilir.. yüzünü tanıdığıma yemin edebilirim..
"yapamam"
"kapıyı açmalısın"
tuvaletten su sesiyle birlikte ünlü hayat kadının duru sesi de gelmeye başladı.. söylediği şarkıyı sadece benim bildiğimi sanıyordum.. yada şarkı değişip ritimsiz bir şekle dönüştü.. her ritimsiz şey gibi tanıdık gelmiş olma olasılığı da var.
"sonunun farkındasın.. buna karşı koyabilecek kadar çok değiliz.. bunu yapmicam"
"sana kapıyı açman için son bir şans daha veriyorum kapıyı aç"
kadının sesi kesildi.. merak ettiğimi sanmıyorum.. tuvaletin sidik sarısı mermerlerinden kayıp düşme olasılığını düşündüm bir an..
"emin misin"
"kapıyı aç"
"bu durumdan paçayı kurtarabileceğimize emin değilim. en azından kendim için bunu söyleyebilirim.. bu kapıyı açmam sonum demek.. anlamıyomusun.. biraz olsun meseleye benim açımdan bakabilir msiin"
"kapıyı açman konusunda ısararcıyım.. çıkabilecek her sorunu çözebileceğimden eminim. hem yeteri kadar varız."
dinlemeyeceğim soruların cevapları kulağımda yankılanıyor.. sanırım ateşim çıktı.. sinirlenemiyprum.. ama nedensiz yere sesimi yükseltiyorum.. perdeyi sıkıca kapadığıma eminim ama içeri saçma sapan, nereden geldiğini bilmediğim güneş ışıkları sızıyor.. güneşe olan sinirim geçmeyecek.. biliyorum..
"yokuz.. hiç olamdık.. sadece ikimiz onlara kafa tutamayız.."
"bizi onlardan koruyan tek şeyin bu aptal kapı olduğunu mu düşünüyosun?"
miğdem bulanıyor.. sanırım beni hasta etmek için içtiğim bişeye saçma sapan ilaçlar kattılar.. kendimi savunmalıyım ama ellerim karıncalanıyor.. ellerim sanki benim değilmiş gibi..
"en azından biz içerideyiz ve onlar dışarıda"
"hayır aptal anlamadığın nokta işte bu.. biz herşeyin dışındayız.. dünya tarihinde topluluk için çizilmiş hiçbir resme dahil olamayan aptallardanız"
ellerim.. renkleri tuhaflaşıyor.. ellerimin ilerlediği noktada tuvaletin kapısını aralıyorum.. ellerim hiçbir ölü kadın bedenine dokunamıor.. tuvaletin yerleri hala sidik sarısı.. arkamı dönüyorum..
"asıl sen aptalsın.. içimizde aptal olan bir tek sensin.. baban annen ve onların ataları da aptal.. yaşamanız ve hatta günümüze kadar ulaşmanız bile anlamsız.."
"yalnızlık beynini kemirmiş senin.. saçma kararların artık saçma hareketlerine dönüşmeye başlamış.. şu lanet kapıyı aç.. hepimiz için en iyisi bu.."
sesin sahibini çok iyi tanıyorum.. ama odanın içerisidne o kadar çok yer değiştiriyorki.. şu an nerede olduğunu sadece tahmin edebiliyorum..
"sen aç o zaman.. bana emirler verip durma.. hiçbirimizin gitmek veya onlara teslim olmak gibi bir düşüncesi yok.. sadece sen.. gitmek istiyosan onları içeri sokmadan başka bir yol bul.. ve defol git hayatımızdan.."
"sen olamdan bunu yapamicağımızı biliyorsun.. yalnız hareket edemiyecek kadar kendine bağladın bizi unuttun mu beyinsiz.."
"bu yüzden benim dediklerim olucak.. bu yüzden bu gün bu oadan kimse çıkmiyacak.."
"sadakatn sadece kendine beyinsiz.. sadece kendini düşünüyorsun.. aptal duvarların içine bizi hapsettin.. ve sayende artık o duvarlardan bir farkımız kalmadı.."
duvarlara bakıyorum.. dediği gibi.. duvarlarda binlerce poster.. insan yüzleri ve hatıraların canlanabileceği küçük delikler var.. insanlar.. odanın içinde konuşmayan sessizce duran bir sürü insan.. sadece izin verdiklerim konuşabilir.. sadece benim izin verdiklerim..
"düşüncelerini duyabiliyorum.. düşüncelerin.. o kadar zamandır fiziksel olarak yanındayım ki.. artık ruhumu emmiş gibisin.. oysa hayatı ben dah farklı yaşayabilirdim.. bana hiç izin vermedin.. sadece senin diledikelrini.. sadece senin paranoyalarını yaşadık.."
"gitmekte özgürsün.. dediğim gibi.. içeriye kimsenin girmeyeceğinden emin olduğum bi zamanda çıkabilirsin.."
"anlamıyosun değil mi? anlamak işine gelmiyo.."
"belkide.."
odanın bu kadar geniş olduğunu farketmemiştim.. oysa 8 aydır burdayız.. 8 aydır bunca insan küçük bir odada birbirimizin hayatlarını yaşamaya mahkum edildik.. bir kadın gibi adet götmeye başalamama ramak kaldı.. bir kadın gibi..
"geçmişi düşün.. buraya bizi nedne kapadın.. onu hatırla.. böyle olmamalıydı.. biliyosun.. bu geçici bişeydi.. geçmesi gereken bişey.. şu paranoyaayı kır artık.."
zihnim kanıyor.. bu adamın sesleri canımı sçok sıkıyo.. çok fazla.. elimde olsa.. ve cesedi saklayabileceğim bir yer olsa.. saniye düşünmem.. kafam karışıyo.. kafam.. zihnimm kanıyor..
"sana anlatıcam.. bin kere anlattım.. bin kere daha anlatıcam.."
"kapa çeneni.. hepimizi rahatsız ediyorsun.."
"ailenle oturuyodun.. kadıköyde.. yeldeğirmenin taş binlarından birinde.. hatırla.. sabah kalktığında saçmalamaya başladın.. annen başka bir kadına dönüştü.. baban ve kardeşlerin bambaşka insanlar oldu.. yüzleri aynıydı ama m içleri başkalarıydı.. hatırladın mı? onları kurtarmak için sadece biraz ikna etmeye kalktın.. boynundaki yarayı hatırladın mı? 7 yaşındaki kardeşin bu hayataki son hamlesinde meyve bıçağıyla yapmıştı onu.. hatırlasan aptal.."
"öyle bişey olmadı.. hiç olmadı.. benim hiç kardşeim olmadı.."
"evet oldu.. sobalı evi hatılra.. japon balıklarını.. karton evlerini.. hatırlasan aptal.."
ben buna benzer bir evde doğdum.. ve o evde büyüdüm.. kimsesiz büyüdüm ben.. birileri büyüttü işte.. sonra bi gün buraya kaçtık.. çünkü bizi o evde rahat bırakmadılar.. böyle oldu.."
sanırım gözlerim kapalı.. gözlerim kapalı olmalaı.. gözlerim nolur kapalı olsun tanrım.. başka bir olaslık olmamalı..
"sonra seni odanda etinden küçük parçalar koparırken buldular.. göğsün bu yüzden nokta nokta delikelrle dolu.. aç bak hadi.. bana inanmıyorsan.."
"göğsüm falan yok benim.. öyle bir şey hiç olmadı.. dışarı çıkmak için bunu yaptığını biliyorum.. saçmalamaya başaldın ama.."
"seni yakaladılar.. ve buraya kapadılar.. seninle birlikte bizi de.. 2 senedir burdasın aptal yosma.. daha kim olduğunu bile kafanda kuramayan bir mahlukata döndün.. senin yüzünden hepimöiz burdayız.."
"çıkmakta serbestsiniz.. çıkmalsınız hatta belkide.. çünkü yalanlarınızla artık kafamı bulandırmaya başladınız.. artık hiçbirinixze ihtiyacım yok."
"çıkamayız.. senin o kesik göğsünün küçük parçaları nasıl etinden yeniden çıkamiyacaksa bizdebu odadan çıkmayaız..
ama sen çıkartabilirsin.. sadece sen.. "
gözlerim kapalı olsun tanrım.. yoksa.. tehtid değil.. özür dilerim.. ama lütfen tanrım..
"hadi aç kapıyı.. hepimizi özgür bırak kendini bile.."
"canımın yanasıdan korkuyorum.. annemin beni affetmemesinden.. kardeşlerimin yüzüne bakmaktan korkuyorum.. lütfen kalalım biraz daha kalaım"
"bi daha fırsatımız olmiyacak biliyosun..aç şu lanet şeyi.. hadi çıkar bizi artık"
"tanrım.. lütfen gözlerim kapalı olsun.."
ellerim tütrüyor.. ellerimi yeniden hissedebiliyrum.. ellerim titriyor.. ama kavrama işini yapmakta hala daha yenekliler.. kulaklarıma odadaki bütün insanlar konuşuyor sırayla.. hepsnini söylediği cümleler aynı.. sadece ses tonları farklı.. sadece vurguları.. ellerimi sıkıca kapıyorum.. biri halıyı sıkarken diğerinde hastabakıcının tuvaletinden çalıp dilimin altıa sakladığım çelik parçası.. ellerim titriyor.. gözlerim açık.. sanırım apaçık.. off.. oysa.. lütfen tanrım.. görmesem olmazmı.. "anne" canım cıyor mu?.. ellerim titriyor.. "lütfen".. bir daha yapmiyacağım anne.. "lütfen.. gözlerimi kapamam izin verme.."